Oturmuş fotoğraf düşünürken, bir soru takıldı kafama. Acaba “İyi fotoğrafın matematiksel bir formülü olabilir mi” diye. Ne dersiniz sizce fotoğrafın matematiği olabilir mi? 

Bakın biraz kafa yorunca nasıl bir şey çıktı karşıma.  

Haydi buyurun… 

 

 

Her şey, fotoğraf bakarken, bazılarından çok etkilenmem; diğer bazılarından da pek hazzetmemem ile başladı. Nedir bunun arkasındaki sebep diye düşünmeye başladım. Beynim fotoğrafı gördüğünde nasıl düşünüyor ve nasıl değerlendiriyor ki, bazılarında çarpılıyor, bazılarında “eh işte” diyor, bazılarında ise burun kıvırıyorum. Eğer beynimin nasıl düşündüğünü, nelere dikkat ettiğini ve bunları nasıl değerlendirdiğini çözersem, belki de matematiksel bir formül ile bu işi çözerim dedim.  

Sonra oturdum düşündüm. Bir fotoğrafa baktığımda beni önce ne çarpıyor diye. 

Sanırım ilk dikkatimi çektiği şey fotoğrafın içeriği, anlatısı, anlattığı hikayesi. Hımmm, bunu bir kenara koyalım. 

Peki sadece içeriği, anlatısı, hikayesi olan fotoğrafları mı beğeniyorum. Diğer fotoğraflardan başka beğendiğim olmuyor mu. Oluyor. E o zaman nesini beğeniyorum bu fotoğraflarım. Sanırım estetik oluşlarını. Bakınca ilgimi çekmesini. Hımmm, bunu da bir kenara koyalım. 

Bazen de bazı fotoğrafları olmamış bu deyip, hemen kenara atıyorum. Onların ortak özelliği ne? Hımm örneğin net olmamış, doğru pozlanmamış fotoğrafları genelde eliyorum. O zaman beynimde teknik doğruluk da bir kriter olsa gerek. Hadi bunu da bir kenara koyalım.  

Aklıma başka bir şey gelmiyor. Peki kenara koyduğumuz şu parametreleri değerlendirmek için şöyle bir grafik çizsem.  

Örneğin dikey eksene bir çizgi çizsem. Bu çizgiye Anlatım Gücü” desem. En aşağıya “çok kötü” diyerek anlattığı bir şey olmadığını, en yukarıya çok iyi” diyerek ise güçlü bir hikayesi, kuvvetli bir anlatısı olduğunu ifade etsem. 

Gelin şuraya da şöyle bir eksen çizelim. Bu eksene de “Estetik Yoğunluk” desem. Yine bu uç çok kötü yani hiçbir şekilde gözümüzün kabullenmediği fotoğrafı, diğer ucu ise göze “hoş” gelen “görsel olarak doğru” gelen fotoğrafı ifade etmek üzere “çok iyi” desem 

Geriye kaldı üçüncü parametrem. Onu da şuraya çizsem. Adına da “teknik doğruluk” desem. “Çok kötü” ucu tamamen teknik olarak yanlış, “çok iyi ucu ise teknik anlamda ışığı, pozlaması, netliği vb. Herşeyi ile doğru bir fotoğrafı ifade etse… 

Şimdi şuraya şöyle bir üçgen çizsem bu ne anlama gelir?  

Hem anlatım gücü hem estetik hem de teknik doğruluk anlamında skalada ilerilere, yani “çok iyi” yönüne doğru koyacağımız noktalar ve bu noktaların birleşmesi ile oluşacak üçgen büyük bir üçgen olacaktır. Büyük olduğu için bu üçgeni daha iyi görmek, daha kolay algılamak ve daha uzun süreli hatırlamak mümkün olacaktır. Tıpkı iyi ve etkili fotoğraf gibi. 

Oysa içeriği yeterli olmayan, bir anlatısı olmayan; aynı zamanda estetik olarak da bir değeri düşük olan ve teknik olarak da vasatın üzerinde geçmeyen bir fotoğraf için çizeceğimiz bu üçgenin alanı küçüktür. Daha küçük üçgen, beynimizin daha az beğenisi ile eşdeğerdir 

Örneğin bazı fotoğraflar vardır ki, estetik yönü çok iyi, teknik yönü iyi ama içeriği zayıf. Bakın bu tip fotoğrafların, bizim grafiğimizde kapladığı bir alan var. Bu alan az önce gösterdiğim küçük üçgenden büyük. Bu nedenle beğeniliyor. Ama kapladığı alan ilk üçgenimizden küçük, o yüzden çok iyi, çok etkili fotoğraf olamıyor. Birşeyleri eksik kalıyor.  

İçeriği çok iyi ama estetik doygunluk ve teknik doğruluğu o kadar yeterli olmayan fotoğraf da bir alan kaplıyor, belli bir beğeni alıyor. Ama her üç bacağın çok iyi olduğu fotoğraf kadar kalıcı olmuyor.  

Ya da teknik doğru, ama estetik yoğunluğu ve anlatım gücü olmayan fotoğraf için de benzer yorum yapabiliriz.  

Belki aklımıza şöyle bir soru gelebilir. Bu üç parametrenin “beğeni üzerine etkisi aynı mıdır” diye. Elbette biraz kafa yorarak, işin içine biraz da fotoğraf tarzlarını ve kişisel yorumumuzu katarak skalaların etki gücünü değiştirebiliriz.  

Örneğin  

Belgesel fotoğraf ve sokak fotoğrafı için teknik doğruluk “1” çarpanla, estetik yoğunluk “2” çarpanla, anlatım gücü ”3” çarpanla 

Manzara/makro fotoğrafçılığı için teknik doğruluk “2, estetik yoğunluk “3”, anlatım gücü “1” 

Moda/ürün fotoğrafçılığı için teknik doğruluk ”3”, estetik yoğunluk “3”, anlatım gücü “2”   

Gezi fotoğrafçılığı teknik doğruluk “2”, estetik yoğunluk “3”, anlatım “2” 

Portre fotoğrafçılığı teknik doğruluk “2”, estetik “3”, anlatım “2” 

Peki, buradan çıkarılacak sonuç nedir? 

1) Bir fotoğrafın etkili, iyi, beğenilen, akılda kalan olması için teknik doğruluk, estetik yoğunluk ve anlatım gücü adına güçlü olması yani alanı büyük bir üçgen çizmesi gerekir.  

 2) Birbirine karşı hiçbir üstünlüğü olmayan fotoğraf tiplerinde; teknik doğruluk, estetik yoğunluk ve anlatım gücü bileşenlerinin ağırlıklıları farklı farklı olabilir. 

3) Ağırlığı her ne olursa olsun, bu bileşenlerden sadece birisinin ya da bilemediniz iki tanesinin güçlü olması; her üçünün güçlü olması kadar büyük bir üçgen ortaya çıkaramaz o nedenle daha az etkili bir fotoğraf olur.  

4) Her üç bileşenin ağırlık katsayısı, fotoğrafın yer aldığı dala ve hatta çekenin/izleyenin ve değerlendirenin değer yargılarına göre değişebilir.  

Bu öznellik de etkili ve iyi bir fotoğrafın tek bir matematiksel formülle tanımlanamayacağını gösterir.