Bu hafta sizlerle birlikte, kompozisyonda grafiksel ögeler izleyiciye ne gibi duygular aktarıyor ne mesajlar veriyor. Biz bunları fotoğraflarımızda nasıl kullanabiliriz, bunlara bakacağız. 

Haydi buyurun… 

 

Grafik sanatlarda, örneğin ressamlar, grafikerler boş bir sayfa ile başlarlar. Eserlerini boş sayfa üzerine, nesneleri belirli grafik düzenlerde yerleştirerek sonuca ulaşırlar. Oysa fotoğrafta boş sayfa yoktur. Fotoğrafçı olarak bizler zaten dolu olan bir kadrajın içinden ayıklama yaparak fotoğrafımızı çekeriz. Bu noktada da belirli kaygıları güderek ve belirli araçları kullanarak bunu yapmaya çalışırız. İşte bu araçlardan bir tanesi ve belki de en güçlülerinden bir tanesi grafiksel öğelerdir. Neden mi? 

Çünkü insan beyni, gördüğü şeyleri algılamak ve onu tanımak için, öncelikle hafızasında depoladığı grafiksel şekilleri kullanır. Örneğin, ekrandaki bu fotoğrafı gördüğümüzde; geometrik şekli algılayarak, diğer şekillerden ayırt edip, daire olduğuna karar veririz. Hafızamızın arama motoru, veri bankamızda yer alan diğer şekillerdeki nesneleri göz ardı ederek, daire şekilli nesnelere konsantre olur. Bu noktadan sonra detayları algılamaya başlar ve detaylardan yakalanan ip ucu ile onun bir top olduğuna karar veririz. Elbette bu çok hızlı gelişen belki de milisaniyeler süren bir süreçtir.  

Buradan çıkan sonuç, beynin ilk gördüğü şey aslında geometrik şekillerdir. Öyleyse, biz beyne bir mesaj göndermek istediğimizde, fotoğraftaki nesneleri belirli bir şekil kalıbına uygun şekilde yerleştirirsek, izleyicinin mesajı algılamasını kolaylaştırırız. Biz düzensiz şekilde yerleştirirsek, izleyicinin beyni kendi algı sistemi ile kendi düzenini oluşturacak ve dilediği mesajı alacaktır.  

O halde fotoğrafta kullanılan temel grafiksel ögelere şöyle bir bakalım: 

Çizgilerİnsan gözü çizgileri takib edecek şekilde kodlanmıştır. Diğer taraftan biliyoruz ki çizgiler, duygulara da hitap eder. O halde kompozisyon içindeki çizgiler, hem gözü hem de duygusal algılarımızı yönlendiren önemli grafik ögelerdir.  

Ekranda linkini verdiğim videoda, gözü yönlendiren çizgiler konusunu işlemiştik. Bu videoyu izlemenizi tavsiye ediyorum. Burada ise çizgilerin diğer boyutu, yani duygusal etkileri üzerinde biraz duralım.  

Yatay çizgi: Yatay kelimesi, yatmak kelimesinden türetilmiştir. Yatan insan gibi sakin, dingin, statiktir.  Yatay çizgilerde bir hareket beklenmez. O nedenle izleyicinin gözü yatay çizgiyi takip etmez.  

Dik Düşey Çizgi: Şu ifadeyi hatırlayınız: “Ayakları üzerinde dimdik durmak”. Ağaçlar ve gökdelenler gibi dikey nesnelerin devrilmeye meyilli olduğunu biliyoruz, ancak bunun olmasını engelleyen sağlam ve yapısal bütünlüğün de olduğunu biliyoruz. Bu nedenle, düşey, dik çizgi; gücü, kararlılığı, dengeyi ve sağlamlığı ifade eder. Diğer taraftan yatay çizgiden daha dinamik bir duygu verirler.  

Hem dikey hem de yatay çizgiler, fotoğraflarınızın güçlü bileşenleri olabilir, ancak bu çizgilerin son görüntünüzde ne yapacağını (veya söyleyeceklerini) iyi tasarlayın ve onları bir araya getirmekten korkmayın.  Çok fazla yatay-dikey çizginin bir araya gelmesi kaos yaratabilir, ama kararınca bir araya gelen yatay ve dikey çizgiler ilgi çekebilir. 

Diagonal çizgi: Diagonal çizgiler; dengesizdir ama bizi bir noktadan bir başka noktaya götürür. Yani hareket, dinamizmi, akıcılığı ve yerine göre de gerginliği ifade eder.  

Eğri çizgi: Az eğimli çizgiler yumuşaklığı, barışçıllığı, şefkati ifade eder. Ancak eğim fazlalaştıkça gerilim artar. Şiddeti anımsatabilir.   

Kırık çizgi: Dağınıklığı hissettirir. Gerginliği, huzursuzluğu artırır.  

Şekiller: Geometrik şekiller ve organikşekiller olarak ikiye ayrılır. Organik şekiller, doğrudan doğada temsil ettikleri nesneleri çağrıştırır ve o nesnelerin insan üzerindeki duygusal etkilerini yaratır. Geometrik şekillere gelirsek:  

Kare – Dikdörtgen:  Yatay ve dikey çizgilerin bir araya gelmesi ile oluşmuştur. Dengeyi, stabiliteyigüveni ve düzeni hissettirir.  

Üçgen: Üçgenler birbiriyle zıt iki anlamdan birine sahip olabilir. Üçgen tabanı üzerinde duruyorsa stabilite, güç ve enerji anlamına gelebilir. Ancak, taban baş aşağı ya da dengesiz durduğunda çatışma, gerilim ve şiddet duygularına yol açar.  Ancak her ne şekilde olursa olsun üçgenin kullanımı hareket anlamına gelir. Göz, şekle çekilir ve şeklin en geniş kısmından sivri uca kadar onu takip eder.   

Daire: Dairelerin kendine özgü bir başlangıcı veya sonu olmadığından, hareket (tekerlek gibi) anlamına gelir. Kadınsı bir şekil olduğu düşünülmektedir ve sevgi, enerji ve güç ile bağlantılıdır. Daireler ayrıca sonsuzluk ve uyum göstermektedir. Daireler neredeyse her zaman kapalı bir şekildir bu nedenle içe kapanıklığı, gizemi  de ifade edebilir.       

Elbette, biz fotoğraflarımızda; bu grafik ögeleri doğrudan veya dolaylı olarak bulundurabiliriz. Doğrudan kadraj içerisinde yer aldığında güçlü bir etki yaparken, dolaylı olarak yani diğer nesnelerini bir araya gelerek geometrik şekli oluşturması durumunu da beynimiz sorunsuzca algılayacaktır.  

Sonuç olarak, geometrik ögelerin yarattığı duygusal etkileri bilmek ve kompozisyonumuzu kurgularken yaratmak istediğimiz etkiye uygun olarak bu ögeleri kullanmak önemlidir. Elbette bu, çok deneyimleyerek, pratik yaparak içselleştirilecek bir meziyet. O yüzden bol bol fotoğraf incelemeye ve fotoğraf çekmeye devam… 

Umarım bu yazımızda işlediğimiz “kompozisyonda geometrik ögeler” konusu ilginizi çekmiş ve beğenmişsinizdir. Gelecek hafta yeni bir yazıda buluşuncaya kadar hoşçakalın diyorum.