Merhaba, 

Hatırlarsanız, doğru pozlama için fotoğrafçı beyni nasıl çalışır diye kendimize sormuş ve birlikte bir algoritma çıkarmıştık. Çok güzel geri dönüşler oldu, teşekkür ederim.  

Peki fotoğraf çekme anı, doğru pozlama ile bitiyor mu? Hayır… 

O halde o anı daha da netleştirmek için başka sorular da sormamız lazım kendimize. Örneğin doğru ışık ölçümü için fotoğrafçı beyni nasıl çalışır veya çalışmalı.  

Gelin bugün bu konuya bakalım, birlikte.  

Haydi buyurun… 

 

Fotoğraf çekmek demek, ışıkla çizmek demektir.  

Işık, fotoğrafın oluşması için vazgeçemeyeceğimiz tek ve en önemli kaynaktır. Bu doğal ışık olabilir veya yapay ışık olabilir, fark etmez. Ama fotoğrafın var olması için ışık olmak zorundadır.  

Peki, ışığı nasıl kullanıp, fotoğrafa dönüştüreceğiz. Nasıl ki, ressamlar kalemlerini, fırçalarını yönetip boyayı tuvallerine istedikleri form ve biçimlerde sürüyorlar. Bizler de ışığı yönetip, sensörümüzün üzerine ihtiyaç duyduğumuz ışığı düşürmemiz gerekir.  

Dikkat ederseniz, ışığı yönetmekten bahsettim. Bir şeyi yönetmek için onu ölçebilmeniz gerekir. Çünkü yönetim danışmanı Peter Drucker’ın dediği gibi “Ölçemediğiniz bir şeyi yönetemezsiniz”. 

O halde ışığı ölçemiz gerekir. Peki ışığı nasıl ölçeriz? 

Temelde, ışık iki sistemle ölçülür. Bunlardan ilki 

  • Doğrudan düşen ışığın ölümü  
  • Yansıyan ışığın ölçümü 

Bu ikisinin arasında fark vardır. Düşen ışık, kaynağından objenin üzerine gelen ışık olduğu için daha güçlüdür oysa yansıyan ışık, obje tarafından soğurulan kısımdan geri kalan kısımdır.  

Üstelik, ışığın soğurulması, renklerine göre farklılık gösterecektir. Etrafımızdaki dünyada gördüğümüz tüm renkler üzerlerine düşen ışığın önemli bir miktarını soğurarak ve bir kısmını da yansıtarak oluşur. Birçoğumuzun okulda öğrendiği gibi, ışık kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, cyan ve mor gibi renk tayfından oluşur. Yeşil ağaç yaprağı yeşil hariç diğer tüm renkleri emer. Kırmızı bir araba, kırmızı hariç her rengi emer. Lacivert kumaştan yansıyan ışık ile beyaz bir yansıyan ışığın şiddeti farklı olacaktır.  

Bunu doğrulamak adına minik bir deney yapalım. Bol güneş ışığı alan bir ortamda, evimin balkonunda şöyle bir deneme çekimi yaptım. Diyaframı f/8’e ve ISO’yu 160’a sabitledim. Oğlum modelim oldu.  Işık ölçümümü oğlumun tişörtünden yaptım. Önce lacivert bir tişört giydi. Ortam bol ışıklı olmasına rağmen, ışık ölçümünü tişörtten yaptığım için makine tişörtü doğru pozlamak adına, perde hızını 1/8’e kadar düşürdü.  

Sonra oğlumdan tişörtünü değiştirmesini istedim. Açık renkli bir tişört giydi. Aynı ışık koşulları altında, aynı diyafram ve ISO değerleri ile yine tişörtten ışık ölçümü yaparak bir çekim daha yaptım. Bu sefer perde hızı  1/120sn. Oldu. 

Oysa tişörtün üzerinde düşen ışık değişmedi. Biz onu ölçebilseydik, yani harici bir ışık ölçüm cihazımız yani pozometremiz olsaydı bu sorunla karşılaşmayacaktık.  

Biz ölçümümüzü makinanın içindeki pozometre ile yaptık. Bu tip pozometreler yansıyan ışığı ölçtüğü için tişörtten yansıyan ışık, farklı tişörtlerde farklı değerlede oldu ve bizim perde hızımız da değişti.  

Buradan çıkaracağımız sonuç şudur. Işık ölçümünü makinamızın pozometresi ile yapıyorsak, ışığı ölçtüğümüz yer ve nasıl ölçtüğümüz, sahnenin tamamının nasıl görüneceğini etkiler.  

Şimdi bir de dönüp, fotoğraf makinalarımızın ışık ölçüm sistemlerine bakalım. Marka ve modellerde ufak tefek değişiklikler olmakla ve isimleri de farklılık göstermekle birlikte, bugün fotoğraf ile ilgilenen herkesin sahip olduğu fotoğraf makinalarında 3-4 temel ölçüm sistemi vardır ve İngilizcede Metering Modes diye adlandırılır. 

1) Ortalama ölçüm sistemi 

2) Çoklu bölge (Matris) ölçüm sistemi  

2) Merkez ağırlıklı ölçüm sistemi 

3) Nokta (spot) ölçüm sistemi 

Ekranın sol üst köşesinde gördüğünüz fotoğrafı çekeceğimizi varsayalım.  

Az önce, 4 tip ölçüm modu var demiştik. Bu modlardan ilki, ortalama moddur. Ortalama modun işareti ekranda gördüğünüz gibi iki taraflı köşeli parantezdir. Çalışma mantığı yine örnek fotoğrafta fosfor yeşili ile işaretlediğim gibi kadrajın her tarafından ışık ölçümü yapmak ve bu değerlerin ortalamasına göre pozlamayı gerçekleştirmektir. Bu mod, ışık dağılımı düzgün ise, dinamik aralık geniş ve kontrast düşük ise doğru sonuçlar verebilir. Fotoğrafçının ışık ölçümüne dokunuşu hiç yoktur.  

Bir sonraki mod, çoklu bölge ölçüm veya  matris ölçüm modudurİşaretini ekranda görüyorsunuz. Bu modda, fotoğraf makinasının işlemcisi kadrajın içini tarar, renk ve parlaklık noktalarını değerlendirir ve bunların tamamını temsil edebilecek bir ışık miktarını hesaplar. Bu durumda, kadraj içerisinde aydınlık ve karanlık bölgeler olabildiğince pozlanır, sapmalar az olur. Yine ekrandaki temsili fotoğrafta bu söylemimizi göstermeye çalıştık.  

Bu arada ben bunları size Fujifilm makinalar üzerinden anlatıyorum. Diğer bazı marka ve modellerde yukarıda bahsettiğimiz iki farklı ölçüm modu teke indirgenmiş olabilir, çünkü sonuçları birbirine bir hayli yakındır. 

Bir diğer mod, merkez ağırlıklı moddur. Burada da makinanın işlemcisi kadrajın tamamından ölçüm alır, ancak fotoğrafın ana ögesi kadraj merkezindedir varsayımı ile merkez bölgedeki yaptığı ışık ölçümünü ağırlıklı olarak kullanarak bir sonuca varır. Bu mod, göreceli olarak fotoğrafçıya daha çok imkan verir. Fotoğrafçı, ışık ölçümünü yapmak istediği bölgeyi kadraj merkezine alırsa, doğruya yakın ölçüm yapmış olur. Sonra ölçümü sabitleyip, kadrajını dilediği gibi yeniden yapabilir.  

Son mod ise spot ölçüm modudur. Bu modda, netlik noktası bölgesinden küçük bir bölgeden ışık ölçümü yapılır ve tüm kadrajın ışık miktarına bu şekilde karar verilir. Hal böyle olunca, fotoğrafçının eline istediği bölgedeki doğru ışığı tespit etmek için güzel bir araç geçmiş olur. 

Ölçümün, önemli olduğunu ve elimizdeki ölçüm modlarını anladığımıza göre, şimdi gelelim en önemli soruya. Biz fotoğraf çekerken ne yapacağız? 

İlk sorumuz şu olmalı 

1) Çekeceğimiz fotoğrafta ışık nerede belirgin? İlgi merkezi üzerinde mi yoksa genel bir ortam ışığı mı var? 

  1. A) Ortam ışığı var ise sonraki sorgulamamız   
  • difüze bir ışık mı? Evet, difüze bir ışık diyorsak, ortalama ölçüm modunu kullanabiliriz. Çünkü, bu modda makinamız sahnenin her bölgesinden ölçümler yapacak ve ortalama bir ışık değeri hesaplayacaktır. Bu ölçüm çoğunlukla, ışık ihtiyacını doğru belirleyecek ve çekilen fotoğraf bu ışık ölçümüne uygun pozlandırılırsa sorunsuz olacaktır.  

Hemen örneğimizde bakalım. Kurduğum sahnede her iki taraftan gelen yapay bir ışık var ve sahnenin her tarafı benzer şekilde aydınlanıyor. Biz de sahnedeki herşeyin doğru pozlanmasını istiyoruz. Bu şartlar altında, “ortalama” ölçüm modunu seçerek, sabit 320 ISO’da f/4.7 değerinde diyafram öncelikli bir çekim yapıyorum ve makinam bana 1/15 perde hızını ölçüyor.    

  • Eğer ortam ışığı difüze değilse, yer yer farklı ışık etkileri varsa, matris ölçüm seçilebilir. Çünkü bu ölçüm tipinde fotoğraf makinası, sahnedeki ışık şiddeti ve tiplerini gruplayacak, her birinden ölçüm alacak ve bunlardan da ortalama bir ışık değerine gidecektir.  

Esasen, bu ölçüm modunda da ortalama ışık şiddeti değeri hesaplandığı için az önce bahsettiğimiz ‘ortalama ölçüm ile benzer bir sonuç bulunacaktır.  Zaten bazı makine modellerinde bu iki modu birleştirilerek teke indirgenmesi bu nedendendir. 

Örneğimize dönecek olursak, aynı sahneyi çoklu bölge veya matris ölçüm modu ile pozladığımızda, aynı ISO ve Diyafram değerlerinde bize 1/14 perde hızı veriyor. Bir önceki modda 1/15 idi burada 1/14. Çok yakın, benzer değerler olmasını bekliyorduk, öyle de oldu.   

  1. B)Şimdi tekrar başa dönelim ve ilk sorumuz yani ışık nerede belirgin sorusunun cevabı eğer ilgi merkezi üzerinde ise 
  • Bu sefer, bir soru daha sormalıyız. İlgi merkezi üzerindeki ışığı dramatize mi edeceğiz yoksa, ilgi merkezini ortaya çıkaran genel bir ışık gibi mi kullanacağız? Bu sorunun cevabı evet, dramatize edeceğiz ise, gideceğimiz yön, “nokta (yani) spot ışık ölçüm modu” olacaktır. Çünkü bu ölçüm modunda ilgi merkezi üzerinde bir noktadan ışık ölçümü alınacak ve kadrajın geri kalan bölgesi ışık anlamında dikkate alınmayacaktır.  

Bu örneğe uygun olarak sahnemizin ışığını biraz değiştirelim. Artık her tarafa eşit bir şekilde düşen ışık değil de, biblolarımızın sağ arkasından tek bir ışık tutalım. Işık şartları tamamen değişti. Biz dramatik bir etki yaratıp, kızın yüzünü doğru pozlayacak şekilde, spot yani nokta ışık ölçümü alalım. F/4.7 ve ISO 320’de perde hızı 1/85 oldu ve kızın yüzü doğru pozlanırken, sahnenin diğer bölgeleri karanlıkta kaldı.  

  • Hayır, olayı bu kadar dramatize etmeye gerek yok, ama ilgi merkezini öne çıkaracak şekilde ışığı kullanalım dersek de merkez ağırlıklı ölçümü kullanabiliriz. Burada ilgi merkezi kadrajın merkezine getirilerek ölçüm yapılacaktır. Kamera yine, sahnenin tamamından ölçüm yapacak ancak merkezdeki ışığı ağırlıklı olarak değerlendirerek ışık miktarını belirleyecektir.  

Tekrar örneğimize dönecek olursak, en son hazırladığımız ışık düzeneğinde, ışık ölçümümüzü merkez ağırlıklı olarak değiştirirsek ki kadrajımızın merkezinde kız bulunuyor, ölçüm yaptığımızda aynı diyafram ve ISO değerlerinde 1/10 perde hızına ulaşırız. Dikkatinizi çekerse, kız model doğru pozlanmış durumda ancak sahnenin geri kalan bölgeleri de spot ölçüm gibi karanlıkta değil.  

Özetleyecek ve algoritmamızı somutlaştıracak olursak; 

Bu algoritma sistematik bir yaklaşımdır. Elbette, bu yaklaşımın geçersiz olabileceği durumlar ortaya çıkabilir. Ya da fotoğrafçı, kendince bir ışık sisteminin peşine düşüp, tüm çekimlerinde bunu kullanmayı da tercih edebilir. Bununla birlikte, bu yaklaşımı kullanmak, birçok durumda fotoğrafçıyı doğru ölçüm sistemini seçmeye götürecektir. 

Bir sonraki yazıda tekrar görüşene kadar evde kalın, sağlıklı kalın ve hoşça kalın.