Bugün, en ateşli fotoğrafçı sohbetlerinden birisi olan “Photoshop mu yoksa Lightroom mu?” tartışmasına el atacağız. Biraz daha statükocu fotoğrafçıların “Photoshop” diye bağırdıklarını, hızlı gençliğin de “LightroomLightroom” diye yaygara kopardığını duyar gibi oluyorum. Az da olsa “hepsine karşıyım” diyen bir azınlık grup var ki onlara bu videoyu kapatmalarını öneriyorum, çünkü videomuz diğer iki gruba hitap edecek.  

Haydi buyurun. 

 

Photoshop ve Lightroom, her ikisi de Adobe firmasının yazılımı. Peki ama bu firma aynı alanda iki yazılım yaparak kendi bacağına sıkmamış mı? Aslına bakarsanız, bu iki yazılım aynı alanda sayılmaz. Daha doğrusu, Photoshop öyle bir derya-deniz ki sadece fotoğraf alanında saymak Photoshop’a haksızlık sayılır. Oysa Lightroom’un hedef kitlesi sadece fotoğraftır. O yüzden Adobe, bu iki yazılımı ayrı ayrı yaparak aslında güzel bir strateji geliştirmiş.  

Gelin şimdi, temel alanlarda Photoshop ve Lightroom’u karşılaştıralım.  

1) Öğrenme Kolaylığı: Giriş bölümünde de söylemiştik. Photoshop, derya-deniz bir yazılım. Yapılabileceklerin sınırı yok. Bir şeyi yapmak için onlarca farklı yol/yöntem kullanılabilir. Bu da bu yazılımın öğrenilmesini zor hale getiriyor. Ciddi bir çaba gerektiriyor. Oysa Lightroom, doğrudan fotoğrafçıların ihtiyaçlarını gözetmek üzere hazırlanmış bir yazılım. Yapılabilecek şeyler, fotoğraf işleme ihtiyaçları karşılayan şeyler. Bu nedenle öğrenmesi çok daha kolay ve hızlı. Bu raundu Lightoom kazandı.  PS:0 LR:1 

2) Hızlı Başlangıç: Photoshop’ta işlemek istediğiniz bir dosyayı açarsınız ve işlemeye başlarısınız. Bu kadar basit ve hızlıdır. Oysa, Lightroom konuya farklı yaklaşır. Fotoğraflar, sizin birer digital varlığınızdır. Önce onları içe aktarır (import eder), onlara anahtar kelimeler atar (keywording) ve organize eder, kütüphanenize (library) koyarsınızUlaşmak istediğinizde kolayca kütüphaneden alır, işlemeye geçersiniz. Lightroomun bu yaklaşımı, özellikle Türk fotoğrafçılarına biraz zor geliyor. Biz pratik ve hızlı şeyleri seviyoruz galiba. Öyleyse punalar Photoshop’a. PS:1 LR:1 

3) Fotoğraf İşleme: Lightroom yazılımı üzerinde yerleşik şekilide Camera Raw modülü vardır. Camera Raw modülü Raw dosyalarını işleyen bir yazılım parçasıdır diye özetleyebiliriz. Dolaysıyla Raw ya da JPG tüm dosyaları kolayca işleyebilirsiniz. Photoshop yazılımda Camera Raw ilave bir eklenti (plug-in) şeklindedir. Bu eklenti olmadan Raw dosyaları açamazsınız. Ancak sonuç olarak her iki Camera Raw modülü de arayüzler farklı olmakla birlikte, aynı şeydir. Dolayısıyla camera raw üzerinde işleme açısından beraberlik söz konusu. PS:2 LR:2 

4) İleri İşleme Tekniklerİ: Fotoğrafta, ileri düzeyde işleme, manipülasyon, katmanlarla yapılan düzenlemeler,  sınırsız filtreler, birleştirme, ekleme, çıkarma işlemleri yapılacak ise Photoshop’un sınırsız yeteneklerini kullanabilirsiniz. Photoshop’ta tek limit sizin hayal gücünüzdür. Oysa Lightroom’da bu tarz şeyler yapamazsınız. Katmanları kullanamaz, manipüasyon yapamaz, ekleyip-çıkaramazsınız. Fotoğrafınızın temel düzenlemelerini yapabilir ve lokal düzenlemeler ile fotoğrafınızı geliştirebilirpresetler ile hızlı yol alabilirsiniz. Bu etabın tartışmasız galibi PhotoshopÜstelik, Photoshop bu alanda o kadar yetenekli ki iki puan birden verebiliriz.  PS4 LR: 2 

5) Çoklu Fotoğraf İşleme: Photoshopta, her bir dosyayı teker teker işler ve kaydedersiniz. Oysa Lightroom’da tüm kütüphaneniz elinizin altındadır.  Bir fotoğrafa yaptığınız işlemleri çok kolay bir şekilde yüzlerce fotoğrafa aktarabilir, topluca düzenleyebilirisiniz. Tabii ki puanlar Lightroom’a PS: 4 LR: 3 

6) Tahribatsız İşleme: İngilizce adı “non destructive editing” olan ve tahribatsız işleme diyebileceğimiz işlem, siz ne yaparsanız yapın, fotoğrafa ne kadar müdahale ederseniz edin, asıl dosyanızın bozulmadan aslını koruması anlamına gelir. Bu Lightroom’un doğal çalışma mantığıdır. Çünkü, yapılan tüm işlemleri dosyanın üzerine değil, veri tabanına veya 1 kb büyüklüğündeki küçük sidecar denilen küçük ek dosylara yazar. Dolayısıyla ana dosyanız hiç bozulmaz. Ayrıca, aynı ana dosyadan onlarca farklı işleme yapabilir ve hard diskinizde büyük yerler kaplamadan saklayabilirsiniz. Oysa Photoshop’un doğası biraz farklıdır. Yaptığınız işlemleri kaydettiğinizde dosya değişir ve son kaydettiğiniz hali saklanır, yani orijinal dosyanızı kaybedersiniz. Bunun tek önlemi, farklı bir isimle kaydetmektir ki bu da hard diskinizde ilave yer demektir. Puanımız Lightroom’a PS: 4 LR: 4 

7) Arşiv Yönetimi: Fotoğraflar, bizim hazinemizdir. İhtiyacımız olduğu anda, tıpkı bir kütüphanenin rafından çekip alır gibi doğru fotoğrafı bulup kullanmalıyız. Bu ise bir arşiv yönetimi ile mümkün olur. Lightroom’un bana göre en güçlü yanı arşiv yönetim modülüdür. Her fotoğrafçının mutlaka kullanması gerektiğini düşünüyorum. Photoshop ise bunun için yazılmış bir yazılım değil. Böyle bir yeteneği yok. Bazılarınızın “Bridge” yazılımından bahsettiğini duyar gibiyim. Ama aynı şey değil. Çünkü Bridge, kendi başına bir yazılım. Dolayısıyla Photoshop’tan ona geçmek, tekrar geri gelmek gibi bir külfeti var. Üstelik arşiv yönetimi konusunda Lightroom’un yetenekleri yanında çok sınırlı. Bu nedenle puanlar yine Lightroom’a: PS: 4 LR:5      

Evet, yedi farklı açıdan bakıp, değerlendirdiğimizde Lightroom’un Photoshop’a karşı 5-4’lük bir galibiyeti söz konusu.  

Mu acaba? 

Biz her ne kadar, Photoshop ve Lightroom’u ringe atıp sembolik olarak çarpıştırsak da aslında bu iki yazılım birbiri ile çarpışan yazılımlar değil. Bu iki yazılım birbirini tamamlayan yazılımlar. Her fotoğrafçı için ufak tefek değişiklikler olabilecek se de ideal bir iş akışı şu şekilde olmalı diye düşünüyorum: 

  •  Fotoğraflar çekilir.  
  • Lightroom’da içeriye aktarılır.  
  • Anahtar kelimeler ve drecelendirmeler, gruplandırmalar tanımlanır  
  • İşleneceği zaman fotoğraf Lighroom arşivinde aranır/bulunur. 
  • Temel işlemeler Lightroom’da yapılır. 
  • İleri işlemeler Photoshop’ta yapılır. 
  • Gerekiyorsa son dokunuşlar, lightroom’da yapılır.  
  • Fotoğraf kullanılacağı mecraya aktarılır (Export) 

Gelecek hafta farklı bir içerikte görüşene kadar hoşça kalın diyorum.