Fotoğrafın her bir dalının kendine özel zorlukları ve kendine özel önem arz eden konuları var.  Bana sorarsanız sokak fotoğrafçılığının en önemli ve en zor iki konusu: “Görmek” ve “Hız” 

Gelin bugün bu konular hakkında biraz konuşalım. Haydi buyurun… 

 

Sokak fotoğrafçılığının en önemli iki konusu “Görmek” ve “hız” demiştik…  

Görmek, önemli çünkü herkesin içinden akıp gittiği, sıradan olarak yaşadığı şeyler, sokak fotoğrafçısının ilgisini çeken şeyler. Fotoğraf üzerinde gördüğünde inanamadığı, “nasıl çektin bunu?” dediği birçok konunun, olayın; önünden, içinden geçip gidiyor insan.  

Peki diğerleri görmezken, fotoğrafçı, yani sokak fotoğrafçısı nasıl görüyor onu. Bu biraz karmaşık bir konu. Ama bir o kadar da kolay bir konu. Özünde sokak fotoğrafçısı; farkındalığı yüksek bir insan. Farkındalığın yüksek olması, o insanın iyi bir biriktiren olduğu anlamına geliyor. Neyi, nasıl biriktirmiş bu insan.  Okuduklarını biriktirmiş, gördüklerini biriktirmiş, duyduklarını biriktirmiş ve yaşadıklarını biriktirmiş. Biriktirebilmek için çaba harcamış. Biriktirdiklerini düşünmüş, tartmış, yorumlamış. Kendisine bir dünya görüşü, bir bakış açısı yaratmış. Söyleyecek sözü, anlatacak hikayesi olmuş. İşte bu insan, sokakta herkesin geçip gittiği yerde fotoğrafı görür ve sokak fotoğrafçısı olur.  

İkinci konu ise “hız”. Aslında buna hız mı demek lazım, tam da bilemiyorum. Sokağın ritmine uyum sağlamak, akışın içinde erimek belki daha doğru ifadeler olabilir.  

Ne demek istiyoruz, burada.  

Sokakta hayat var. Kendi ritminde akıp gidiyor. Siz bu akış içerisinden bazı kareleri görüp, yakalayıp fotoğraflamak istiyorsunuz. O akış, o ritim; müdahale kabul etmez. “Ya çok güzel bir an yaşanıyor, biraz bekleyin ben bir ayar yapayım da sizi çekeyim” diyemezsiniz. Ya o akışa, o ritme ayak uydurur ve o anı çekersiniz ya da kaçar gider, arkasından vah vahlanırsınız. 

Bir fotoğraf üstadı diyor ki, “sokakta daha yaklaşırken fotoğrafı görür, kafamda hayal eder, makine ayarlarımı yaparım. Geriye bir tek doğru zamanda deklanşöre basmak kalır”  

“Görmek” kısmı kişinin kendisini nasıl yetiştirdiği ve geliştirdiği ile ilgili, entelektüel birikimi ve olayları görselleştirebilmesi, görsel birikimi, fotoğrafı beyninde hayal edebilmesi ile ilgili. Ancak “hız” kısmı teknik bir konu. Bu anlamda, birazdan sizlerle paylaşacağım bilgiler ve makine ayarlarının “sokak fotoğrafçılığınızı geliştirme” konusunda size yardımcı olacağını düşünüyorum.  

Sokakta fotoğraf çekerken, hızımızı olumsuz etkileme potansiyeli olan üç konu var. “Işığı doğru ölçmek”, “netliği doğru yapmak” ve “kadrajı doğru tasarlamak”. Aslında “kadrajı doğru tasarlamak”, biraz önce bahsettiğimiz kendini yetiştirmek, gözünü terbiye etmek ve fotoğrafı beyinde hayal etmek konusuna daha yakın. O nedenle onu size bırakıyorum.  

Fakat, ışığı doğru ölçmek ve netliği doğru yapmak anlamında, sokağın hızına yetişebilecek bazı önerilerim var. Önce ışıkla başlayalım. Sokakta, çoğunlukla “anı” yakalarız. “O Anı” yakalamanın gereği olarak çoğunlukla fotoğrafladığımız olayın net olmasını isteriz. Buradan yola çıkarak örneğin 1/125 veya 1-250 gibi bir perde hızı seçelim. Elbette, hareket etkisi vermek isteyeceğimiz durumlar olacaktır. Bu durumlara uygun olarak, perde hızı değiştirilebilir. Diğer taraftan alan derinliği ile oyunlar yapmak genellikle sokak fotoğrafçılığında düşünülecek şeyler değildir. Sakın yanlış anlaşılmasın, bazen bu tür işler de yaparız, ama genellikle derdimiz alan derinliği değildir. O halde diyaframımızı önceden belirlememizin bir sakıncası yok. Ortamın ışığına uygun olarak örneğim f/8 gibi bir diyafram seçelim.   

Artık ışığı yönetmek için geriye bir tek ISO parametresi kaldı. ISO’yu otomatik seçtiğimizde makinamız bize ışık durumuna göre bir ISO değeri seçecektir. Bazılarınızın yüksek ISO nedeniyle grenlenme olabileceği kaygısını duyar gibi oluyorum. Günümüzde yeni çıkan birçok makine yüksek ISO’larda çok fazla gren yapmıyorlar ve güzel sonuçlar üretiyorlar. Hatta bazı makinalarda çıkılabilecek en yüksek ISO değeri için sınırlamalar bile koyulabiliyor. Bu anlamda birçok makine da 3200 ISO’ya kadar sorunsuz, 6400 ISO’ya kadar da kabul edilebilir fotoğraflar çekiliyorYani otomatik ISO ile çekeceğimiz fotoğraflar için kaygılanmamıza gerek yok. Böylece “ışığı doğru ölçmek” kısmını ön ayardan başka herhangi bir ayar yapmamaya kadar indirgedik ve zaman kazandık. 

Şimdi gelelim netlik konusuna. Netlik işini hızlandırmak için de yabancıların “zone focusing”, Türkçe tercümesiyle “alan netleme” denilen bir tekniği kullanacağız. Alan netleme kavramı, makinamıza belirli bir mesafe uzaklıktaki bölgenin net olabileceği şekilde bir ön netleme yapmamızı kapsıyor. Sabit odak uzaklıklı bir lens kullanmak her zaman işimizi kolaylaştıracaktır veya zoom lensimiz var ise sabit odak uzaklığını seçip, sokakta hiç değiştirmiyoruz.  

Gelelim alan netleme işini nasıl yapacağımıza. Eğer Fujifilm X sistem bir makinanız var ise bu iş çok kolay. Ama makinanız Fujifilm değilse, kitapçığını inceleyerek benzer ayarları bulabilirsiniz. Ben sizlere Fujifilm X-T4’ü kullanarak yapacağım.  

Alan netleme yapmak için öncelikle makinamızı manuel fokusa alıyoruz. Örneğin biz sokakta bize en yakın 1 metre ve en uzak 5 metre uzaklıkta olan bir alanı netlemek istiyor isek, manuel fokus halkamızı çevirerek ekrandaki MF Mesafe göstergesi üzerindeki mavi çizgiyi 1 metre ve 5 metre arasına getiriyoruz. Artık netleme halkamızı da hiç çevirmediğimiz sürece, deklanşöre bastığımızda bize 1-5 metre mesafedeki her şey net olacaktır.  

Diğer taraftan, 1 ve 5 metre içinde herşey kabul edilebilir netlik alanı içinde olacağına göre netlik noktasını seçmek gibi bir derdimiz kalmadı. Bu nedenle netlik noktasını tek nokta yerine çoklu bölge seçelim. Böylece vizör veya LCD ekranımızın önemli bir kısmına denk gelen ve makinamıza 1-5 mesafe uzaklıktaki konular, ilave bir ayar yapmamıza gerek olmadan net olarak çekilecektir. 

Böylece, hem ışık ölçümü hem de netlik için makinamızda vakit kaybetmemizi gerektiren bir şey kalmadı. O halde sokakta, “anı” yakalamak ve sadece deklanşöre basmak kaldı geriyeTop sizde, harika fotoğraflarınızı bekliyorum… 

Gelecek hafta, yeni bir videoda ve yepyeni bir içerik ile tekrar görüşünceye kadar sağlıklı kalın, hoşça kalın.