Minimalizm sanat akımının ne olduğunu, nereden geldiğini ve bu akımın öncü temsilcilerinin ne tip eserler verdiği gibi konulara bu videoda girmeyeceğim, belki başka bir videonun konusu.  

Minimalizmin fotoğrafı etkilemesi, minimalist fotoğrafın doğuşu ne zaman oldu, nasıl oldu, nasıl başladı tam bilinmiyor. Ancak, 20. Yüzyılın ortalarından itibaren sanat dünyasını etkileyen bir minimalist akımın, fotoğraf sanatını pas geçmesi de zaten düşünülemezdi. Üstelik birçok sanatçının, sanatın birçok alanında multi disipliner olarak eser verdiğini düşünecek olursak, bu akımın fotoğrafa sıçraması çok da zor olmamıştır, sanırım. 

Oldukça garip bir şekilde, minimalist fotoğrafı tanımlamak zordur. Onu tanımlamaya çalışmaktansa temel özelliklerini sunmak belki daha kolaydır. 

Hepimizin bildiği gibi resim boş bir zemin üzerine yapılır ve sanatçı bu boşluğu, kendi özgür iradesiyle dilediği gibi doldurur. Bu toplayıcı bir süreçtir.  

Fotoğraf ise eksiltici, ayıklayıcı bir yaklaşım gerektirir. Çünkü fotoğrafçının kadrajı her zaman için önceden var olan gerçek ögelerle dolu bir haldedir. Fotoğrafçı, anlatmak istediğine, göstermek istediğine bağlı olarak, kadraj içerisinde ayıklama yapar.  

İşte bu noktada, minimalist yaklaşım etkisini gösterebilir. Zira, fotoğraftaki lekeler ne kadar az ise lekelere yüklenen anlam o kadar çok olur. Ne kadar az eleman kullanılırsa, yaratıcılık o denli artar.  Yine ayrıntı ne kadar az ise, hayal gücüne o kadar çok yer kalır. 

Minimalist bir fotoğraf, izleyicinin anlayabilmesi için gerekli unsurları en aza indirmeye çalışır. Yalnızca görülmesi gerekenleri gösterir. 

İletilecek mesaj, mümkün olduğunca az unsurla yapılır. Nesnellik ön planda tutulmuştur. Ögelere göründüğünden öte anlamlar yüklenmemiştir. Karmaşık bir analitik okuma gerektirmeyen basit bir fotoğraftır. Ancak dikkatli olun: minimalist fotoğrafçılık, basit fotoğrafçılık anlamına gelmez. Minimalist bir fotoğraf oluşturmak, çok fazla düşünme, içselleştirilmiş bir sanatsal yaklaşım, metodoloji ve zaman gerektirir. 

Fotoğrafçı mümkün olan en yalın formu arar. Bu amaçla, şekil, çizgi ve renk gibi kompozisyon ögeleri mümkün olan en az miktarda ve yalın olarak kullanılır.  

Ancak minimalist fotoğraf boşlukları, düz ve açık tek düze alanları, dokuları yani negatif alanı çok kullanır. Çünkü negatif alanlar, fotoğrafa nefes aldırır ve kadrajın minimal kullanımını ortaya çıkarır. Ayrıca izleyicinin gözlerini kolayca ilgi merkezine yönlendirir. Konunun basit ve sade bir biçimde öne çıkmasına yardımcı olur.  

Tam da bu noktada minimalist fotoğraf için iki ekolden bahsedebiliriz. Bunlardan ilki “KATI EKOL” diye adlandırabileceğimiz ekoldür ki bu ekole göre minimalizmin tanımı ve uygulamasının diğer plastik sanatlardan birebir aktarılması gerektiğine inanır.  

Bu ekolde minimalist fotoğraf grafik unsurları ön planda tutar. Kompozisyon basit geometrik şekillerle oluşturulmuş tekdüze alan ve boşluklardan oluşur. Fotoğraf “ne görüyorsanız odur”. Gizli ve yan anlamlar yüklemesine izin verilmez. Fotoğrafçının nesnelere ilave bir anlam yüklemesine, bir hikaye anlatmasına olanak vermez.  

Bu ekole göre, eğer bir fotoğraf izleyiciyi soyut düşünmeye itiyor ve nesnelerin yan anlamlarını okumaya zorluyor ise minimalist temellerden uzaklaşıyor demektir.  Katı ekolde nesnelerin yan anlamlarına yer yoktur, ne görüyorsanız odur. 

Öte yandan diğer bir görüş ise fotoğrafçılıkta minimalizmin yaratıcılığa daha açık olması ve fotoğraf sanatının özelliklerine göre yorumlanmasına izin verilmesi eğilimindedir. Bunu da AÇIK EKOL olarak adlandırabiliriz. Bu ekolde de, yalınlık, sadelik ve geniş tekdüze alanlar gibi minimalizmin temel kuralları takip edilir. Ancak fotoğrafın hikayesinin olması, bir mesaj barındırması, nesnelerin yanal anlamlar yüklenmesi ve okunmasıyla minimalizm akımının fotoğraf sanatına daha iyi uygulanabileceği görüşü hakimdir.  

Fotoğraftan duyguyu çıkarttığımızda geriye kalan sadece grafik unsurlardır.Bu durum ise fotoğrafın çerçevesini daraltan, fotoğrafı grafiğe indirgeyen, daraltan bir kalıp olarak algılanır. Bu nedenle açık ekolde minimalist fotoğraftaki nesnelere ilave anlamlar yüklenmesine sıcak bakılır. 

Hangi ekol ile minimalist fotoğraf üretilirse üretilsin, minimal fotoğrafa ulaşmak için kullanılan bazı üsluplar/tarzlar vardır.  

Bunlardan ilki az öge kullanarak minimal fotoğraf 

Burada, ilgi merkezi tekdir. Böylece konu izleyicinin % 100 dikkatini çeker. Kompozisyonu geliştirmek için destekleyici ikincil bir özne de nadiren kullanılabilir ama ikincil öznenin rol çalmaması, izleyici dikkatini dağıtmaması gerekir.  

Az renk kullanarak minimal fotoğraf 

Bu tarz ile minimal fotoğraf yapılırken, temel olarak bazı şekiller, desenler veya çizgiler oluşturan az sayıda kontrast renk kullanılabilir. İdeal olarak, iki ya da üç renk kullanımı söz konusudur.  

Küçük nesneler kullanarak minimal fotoğraf 

Minimal fotoğrafın bu biçiminde; gösterilen konu, çerçeve içindeki genel öğelere kıyasla boyut olarak çok küçük, diğer bir deyişle minimal boyuttadır. Bu tarz minimalist Fotoğraflar bize bu sonsuz evrende varlığımızın ne kadar küçük olduğunu hatırlatır.  

Basit geometrik şekiller kullanarak minimalizm 

Daireler, çizgiler, eğriler, kareler, silindirler, dikdörtgenler, üçgenler vb. gibi basit geometrik şekillerin kullanımı, bu tür minimalist fotoğraflar için anahtar yaklaşımdır. Elbette bu şekillerin hepsini tek bir fotoğrafta kullanmak gibi durum söz konusu değildir. Biri, birkaçı, birçoğu kullanılabilir.  

Bütünün küçük bir bölümünü kullanarak minimal fotoğraf 

Bu tür minimalist fotoğraflarda, izleyiciye ana konunun sadece bir kısmını veya bir parçasını gösterilir ve ona tamamını/geri kalanını hayal etme fırsatı tanınır. Doğal olarak bu yaklaşım, konu hakkında bir gizem duygusu yaratır ve bu nedenle de izleyicinin minimalist fotoğraf ile ilgilenmesini ve bağlantı kurmasını destekler. 

Yinelenen şekiller kullanarak minimal fotoğraf 

Esas olarak Temel Geometrik Şekillerin (ideal olarak) simetrik tekrarından oluşan görüntüler, Minimalist Fotoğrafın bu kategorisine girer.  

Az ayrıntı kullanarak minimal fotoğraf 

Bu tür minimalist fotoğraflarda genellikle ayrıntıların çoğu kasıtlı olarak yok edilmiştirFotoğrafta detayların olmamasıizleyicinin ilgisini doğrudan ana konuya yönlendirir ve genellikle düşündürücüdür. Bu imgeler doğası gereği soyut değildir, tasvir edilen konu gerçek hayatla / dünya ile ilişkilendirilir. 

Sıfırlamacılık (Zeroism) 

Bu tür minimalist fotoğraflarda, konu fotoğrafçı tarafından doğrudan gösterilmez. Fotoğrafı izleyen izleyiciye, kasıtlı olarak gerçek konunun ne olabileceğini sorgulatılır.  Fotoğrafın tamamı tek bir yüzey veya boşluktan oluşabilir. İzleyicinin, ilk bakışta veya daha sonrasında fotoğraftaki özneyi tanıyamaması, herhangi bir şey ile ilişkilendirememesi olasıdırBu tür fotoğraflar soyut olarak da düşünülebilir ve bazı durumlarda soyut minimalizm olarak da kategorize edilebilir.